Dr Kenan Yüce

OBEZİTE-ŞİŞMANLIK CERRAHİSİ

OBEZİTE NEDİR

Obezite ameliyatı sonrası 4-5 ay sonra kliniğe gelen ve bekleme salonunda oturuken karşılaştığım hastamız sevinçle

-Doktor bey gördünüz mü?

-Neyi?

-Bakın nasıl oturuyorum!

-Nasıl? Bir şey farkedemedim.

-Olur mu! Doktor bey, bakın ben yıllardır ayak ayak üstüne atarak hiç oturamadım. Bunun ne demek olduğunu bilemezsiniz!

-Doktor Bey, hayatım boyunca bir takım elbise giyemedim.

-Doktor Bey, kendi temizliğimi yapamıyorum. Elim yetişmiyor, göremiyorum,

-Yaz gelsin istemiyorum göbeğimin altında ve meme altlarımda pişiklerden kurtulamıyorum.

-Doktor bey, bu kiloyla nasıl evlenebilirim? Hiç umudum yok, kim ister beni?

-Doktor bey, merdivenlerden bir kat bile çıkmak benim için ızdırap, dizlerim vücudumu tutmuyor, sarkan karnım yüzünden dizimi kaldırıp basamağa çıkamıyorum.

- Doktor Bey, 230 kilo geliyorum. Normal tartılarda değil hal komisyoncularının kantarında tartılıyorum. Hiç bir iş yapamıyorum. Zayıflamak için her şeyi denedim. Çaresizim. İntiharı bile düşündüm.

- Aloo! Dr bey bil bakalım ben neredeyim.
-Bilemedim...
-Didimde'yim, tatil yapıyorum, denize giriyorum!
-?????(Allah Allah ilginç ne varmış bunda?)
- Doktor Bey, biliyormusun, 25 yıldan sonra ilk kez otobüse binip bir yere tatile gittim..... Koltuklara sığamazdım.

- Doktor bey! hayatımda ilk kez eşimle bir çay bahçesine çay içmeye gittim.

Hepimiz için yaşantımızdaki sıradan, günlük tekrarlanan bir çok basit iş ve eylemin ne büyük bir nimet olduğunu hastalarımın ifadelerinden öğrendim.

OBEZİTE

Obezite halk sağlığını giderek daiha çok tehdit eden ve hızla artan bir sağlık problemidir. Obezitenin tanımı: Vücut ağırlığı ve boy kullanılarak hesaplanan vücut kitle indeksine göre 30 değeri üzerindeki indeksler obezite sınırı olarak kabul edilmiştir.

Vücut Kitle Endeksi(VKE; Body Mass İndex = BMI)

Ülkemizde obezite probleminin görülme sıklığının %20 civarında olduğu sanılmaktadır.

Mide Botoksu

Mide botoksu obez hastalardan ziyade kilo fazlası olan kişilere uygulanmaktadır. İşlem endoskopi ile midenin kas tabakasına botoks enjeksiyonu yapılması ve mide kasının tam kasılmasının engellenmesi esasına dayanır. Mide kasılması azalacağı için mide boşalması da daha uzun sürecektir. Bu da gıdaların midede daha uzun süre kalıp daha uzun süre tok kalınmasını sağlamaktadır. Bu sayede gün içinde yenilen yemek miktarı azaltılmış olmaktadır.

İşlem yaklaşık olarak 30 dk. sürmekte ve işlem sonrası herhangi bir ağrı sızı olmamakla birlikte hastalar günlük hayatına geri dönebilmektedirler.

Botoksun ömrü yaklaşık 6 ay sürdüğü için midedeki etkisi de bu süre kadardır. Az yemeyi alışkanlık haline getirebilen kişiler bu süre sonrasında da kilo verebilirler. En az 10 - 15 kg verebilmek mümkündür. Unutulmaması gereken bir nokta da botoks işlemi sonrası mutlaka bir diyet uygulamak gerektiğidir. Diyet yapmayan hastalarda başarı oranı daha düşük olabilmektedir.

Mide Balonu

Mide Balonu aslında cerrahi bir yöntem değildir. Mide balonu, endoskopik olarak yerleştirilen ve içi hava yada sıvı ile şişirilen bir balonun mideye yerleştirilmesi mantığına dayanan bir yöntemdir. Bu yöntemle midede doluluk hissi yaratılıp, yeme miktarının azaltılması hedeflenmektedir.

Mide balonu genelde kısa süreli ve hastanede kalınmayı gerektirmeyen bir uygulamadır ve hastalara kısa süreli anestezi ile uygulanabilir. Uygulama 15-30 dk. içinde gerçekleşir ve hasta birkaç saatlik gözetimin ardından evine gidebilir.

Cerrahi tedavi düşünmeyen hastalar için son derece uygun bir yöntemdir. Hastalar mide balonu ile yeme alışkanlıklarını değiştirdikten sonra balon çıkartıldığında bile kilo vermeye devam edebilirler. Mide balonuyla hastalarda fazla vücut kilolarının %10-30’unu vermek mümkündür.

Tüp Mide Ameliyatı(SLEEVE GASTREKTOMİ)

Tüp mide yöntemi midenin sol dış kısmının “stapler” adı verilen zımba benzeri cerrahi cihazlarla kesilip çıkartılması işlemidir. Bu yöntemle 150-200 ml hacminde bir mide oluşturulup mideye gıda girişi azaltılır. Ayrıca midenin fundusu olarak bilinen kubbe görünümündeki kısmının da çıkarılması ile bu bölgeden salınan iştah arttıran hormonlar da azaltılmış olacağından dolayı hastada iştahın da frenlenmesi mümkün olmaktadır.

Ameliyat sonrası hastalar genellikle 2 gün gözetim altında tutulduktan sonra taburcu edilirler. Ve taburculuk sonrası birkaç gün içinde işe dönüş mümkündür. Hastalar operasyondan sonra sıvı gıdalarla beslenmeye başlar. Ve yaklaşık 1 ay süren bu beslenme süreci kademeli olarak katı gıdaya geçiş ile sonlanır. Katı gıdaya geçiş tamamlandıktan sonra da yemek porsiyonları ve içerikleri, dikkatlice ayarlanmalıdır. Bu sayede kilo verimi sonrası geri kilo almamak da sağlanmış olur. Unutulmamalıdır ki ameliyat sonrası tekrar kilo almak ameliyat kaynaklı bir sorun değil hasta kaynaklı bir sorundur. Diyetine dikkat etmeyen hastaların kilo alması mümkündür.

Uygun diyete düzenli sporun da eklenmesi hem kilo verimini hızlandıracak hem de vücutta oluşabilecek sarkmaları en aza indirecektir. Bu yüzden hastalara iyileşme süreci sonunda mutlaka spora başlamalarını tavsiye etmekteyiz.

Tüp mide operasyonu deneyimli cerrahlar tarafından yapıldığı sürece son derece güvenilir bir ameliyat olup kilo verme için bilinen en etkili yöntemlerin başında gelmektedir.

Tip 2 şeker hastalığı ve Obezite genellikle birlikte seyreden uzun yıllarda damarlarda yaygın harabiyete yol açarak kişiyi böbrek yetmezliği, körlük, damar tıkanıklıklarına bağlı kalp krizi, inme(felç), ayak, bacak kesilmesi gibi ağır sonuçlara yol açan hastalıklardandır. Diyetin ve ilaçların yetersiz kaldığı durumlarda hastalara yeni kurtuluş ve tedavi yöntemi “metabolik cerrahi” yöntemleridir. Metabolik cerrahi yöntemleri, sıklıkla başarısız olduğu için yeniden onarım(revizyon)ameliyatlarına mahkum, hastaların yemek miktarını azaltmalarını amaçlayan kısıtlayıcı, mide küçültücü işlemler yerine, bağırsaklardaki kan şeker seviyelerini dengeleyen, doygunluk hissini tetikleyen nöropeptid ve hormonların daha etkin, verimli çalışmasını sağlayarak kısıtlayıcı anatomik değişikliklere ek olarak, fizyolojik süreçleri etkileyip şeker metabolizmasını kalıcı ve en uygun şekilde dengelemeyi amaçlayan cerrahi işlemlerdir. Bu ameliyatlarla şeker hastalığı kontrol altına alınırken, diyabete bağlı ortaya çıkacak hasarlar önlenmekte, hastalar obezite sorunundan kurtulurken, hipertansiyon ve kolesterol- lipid metabolizması da düzelmektedir.

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI YENİDEN KİLO ALMIŞ HASTALAR İÇİN

Obezite Revizyon(Onarım)Ameliyatları

Obezite kronik bir hastalıktır ve kilo kaybı ameliyatı hayat kurtarıcı olabilirken, bir tedavi değildir. Başarısı, zihinsel değişim ile aynı zamanda kişinin yaşam ve beslenme tarzını değiştirmesine bağlıdır.

Obezite sebebiyle geçirilmiş operasyon sonrası yeniden kilo alma hastaların mideleriyle ilgili sorundan değil, iflas, boşanma, hastalık gibi uzun süreli strese sürükleyen hayat şartları değişiklikleri sebebiyle zihinsel değişim, psişik travma sonrası daha sık görülmektedir. Diyet ve spor gibi yöntemlerle kilo veremeyen hastalarda obezitenin getirdiği ek yükten kurtulmak için bazen yeniden onarım cerrahisi kararı vermek gerekebilmektedir. Daha önce obezite cerrahisi geçirmiş her 20 hastadan birinin(%5)revizyon cerrahisi geçirdiği bildirilmiştir.

Onarım cerrahisi kararı, artmış riskleri, tekrar cerrahi sebebiyle tekniklerin uygulanmasındaki zorluk, muhtemel komplikasyonları gibi istenmeyen sonuçları sebebiyle, cerrahlar için çetin bir sınavdır. Ancak yeniden kilo alan hastaların tedavisiz kalmasıyla karşı karşıya kaldıkları riskler bu cerrahiye karar vermek için cerrahları teşvik edici, başarılı bir süreç sonrasında da hayat kurtarıcı ameliyatlardır. Bazı cerrahların bu zorlu sürece rıza göstermesi ötesinde mesleki aşkla yaklaşması başarı için ön şarttır. Deneyimli cerrahların, doğru kişiye, doğru zamanda yapacağı doğru yöntemler ile komplikasyon oranı en aza indirilebilir.

(Revisional Bariatric Surgery for Unsuccessful Weight Loss and Complications, Hideharu Shimizu Obesity Surgery volume 23, pages1766–1773, 2013)

Onarım(Revizyon)Cerrahisinde Hangi Yöntem Kullanılır?

Araştırmalar, mide küçültme ameliyatından iki yıl sonra, mide hacminin iki katına çıkabileceğini göstermektedir; bu doğaldır ve kimsenin hatası değildir. Mide genişledikçe, bazı hastalar daha fazla yemeye başlar. Bu grup bir onarım ameliyatından(revizyondan)yararlanabilir. Seçenekler arasında bir bypass'a dönüştürme, duodenal saptırma veya yeniden mide küçültme(sleeve gastrektomi)bulunur.

Gastrik bypass'a dönüşüm, özellikle de reflü şikayeti olan hastalar için etkilidir, çünkü bypass hem reflü tedavi eder hem de kilo kaybına yardımcı olur. By-pass ameliyatı sonrasında özellikle vitamin emilim bozuklukları yaşanmaktadır.

Onarım cerrahisinde hangi yöntemi seçeceğimizi belirleyen birinci unsur, önceki ameliyatta kullanılmış yöntemdir. Yapılmış ameliyat tekniği bilinmiyorsa, endoskopi ve/veya baryumlu pasaj grafisi yardımcı olacaktır.

Hastaya vertikal band gastroplasti ameliyatı yapılmışsa onarım için ikiz geçit yöntemi modifikasyonuyla mini gastrik by-pass ameliyatı seçilmelidir.

Hastaya daha önce Roux-en-Y mini gastrik by-pass ameliyatı yapılmışsa yeniden kilo alanların ¾ ünde gastro-gastrik fistül geliştiği gözlenmiştir. Bu hastalarda ikiz geçit yöntemi ile roux-en-Y kombinasyonu ve fistül onarımı tekniği düşünülmelidir.

Sonuç olarak yeniden kilo almış hastalarda cerrahi teknik seçimi, hastaya, önceki yapılmış işleme, cerrahın tercihine göre çeşitlilik gösterir.